BEKTAŞOĞLU (BELKARAAĞAÇ) KÖYÜNÜN TARİHÇESİ
Çorum
İli Bektaşoğlu Köyü
Köy halkı; Çakallı Aşireti Şems-i Uşağı Oymağındadır.
Tarihi belge ve kaynaklar Çakallı Aşiretinin Konar-göçer
Türkmen Yörüğü olduğunu bildirmektedir. Ancak
Anadolu’daki Türkmen oymak ve obalarından bazılarının tarihi
süreç içinde yönetim erkinin baskı ve zulmü soncunda
Kürtleştiğini görmekteyiz. Ayrıca çeşitli sebeplerle Kürtleşen
oymaklara da rastlanılmaktadır. Şemsi Uşağı Oymağı da Kürtleşen
oymaklar arasında yer almaktadır. Oymak halkının yıllarca Kürtçe
ve Türkçeyi konuşma dili olarak kullandıkları kaynak şahıslar
tarafından doğrulanmaktadır. Halk 20. yüz yılın başından
itibaren konuşma dili olarak daha çok Türkçeyi kullanmaya
başlamış, zamanla Kürtçe tamamen unutulmuştur. Bugün oymak
halkında Kürtçe konuşabilen birkaç yaşlı kişiye
rastlanılmaktadır.
Belge ve kaynaklara göre; Malatya ili Besni ilçesinin Akkuyu
(Çakallıtorunlar) köyü Şemş-i Uşağı mezrasında
yerleşik, Oymak Beyi olan büyük dedemiz TOPUZOĞLU
BEKTAŞ BEY Urfa (Rakka) valisi Veli Paşa’nın isyanı
(1811–1813) döneminde ya da isyanın sonunda oymakta yirmi iki
hane olarak göç edip Osmancık’a gelmiştir.
O dönemde Osmancık ve Çorum, Sivas ilinin
kazalarıdır. Oymak halkı göçebe hayatı yaşadığı için Orta
Anadolu’yu özellikle yol güzergâhlarını ve yaylaları önceden
biliyordu. Osmanlı devletinin iskân siyaseti gereği olarak oymak
ikiye ayrılmış; Topuzoğlu Bekir yanında iki hane ile
birlikte Osmancık kazası yakınında (Kargı köyü önüne),
Topuzoğlu Bektaş Bey’de yanındaki on sekiz hane ile birlikte
Çorum’un Dut Köyü yakınında yer alan ve Cemolu
Oymağında kalma Toht köyü örenlerine
yerleştirilmiştir. 1824/26 tarihli Çorum Şeriyy-e siciline göre
Şemsi Uşağı Oymağı 1821’de Çorum ve Osmancık’ta
yerleşiktir.
Cemolu
(Cemolar) mezrasında bir müddet kalan oymak halkı zaman
içerisinde çevrede yeni yerleşim alanları seçme fırsatı elde
etmiştir. Topuzoğlu Bektaş Bey, bu dönemde yanına almış
olduğu Kolluoğlu, Kollukoğlu, Sağıroğlu ve
Topalhasanoğlu aileleriyle birlikte bu gün Seydimçakallı
Köyü arazisi olan Akören mevkisine gelerek çadırlarını
kurmuşlar. Bu Çakallı aileleri Seydim (Ovacık) Köyü
yakınına yerleştikleri için yeni yerleşim yerine
Seydimçakallı ( Seydim bölgesindeki Çakallılar) denmiştir.
Sonraki yıllarda Kolluoğlu, Kollukoğlu ve Topuzoğlu
Bektaş Bey çadırlarını içinde Gökmen Gazi Türbesinin de yer
aldığı vadiye indirmişler. Bu vadide kısa bir müddet kalan
Bektaş Bey, daha sonra Çatal Çam mevkisindeki Kışla
dere vadisine taşınmıştır. Çadırların yanında dam çatılı
evler, ağıllar yapan Bektaş Bey geçimini hayvancılık ve
kervancılık yaparak sağlarmış. Ailenin Kışla dere’de uzun
zaman kaldığı sanılmaktadır. Bugün çevrede görülen irili ufaklı
mezarlar, çadır yeri, ören yerleri, sarnıç ve su arkları bunun
birer kanıtı olsa gerektir.
Topuzoğlu Bektaş
uzun boylu olduğundan halk ona UZUN BEKTAŞ’DA dermiş.
Şemsi Uşağı Oymağı’nın Beyi Topuzoğlu Bektaş Bey
1859’da (Hicri:1276) ölmüş. Mezarının Kışla dere’de olduğu
sanılmaktadır. Ailenin ve oymağın yönetimi oğul Hasan’a
kalmıştır. Hasan, babasının ölümünden sonra Uzunbektaşoğlu Hasan
Ağa diye anılmış. Zaman içinde UZUNBEKTAŞOĞLU HASAN
olarak devlet kayıtlarında yer almıştır. Böylelikle ailenin
TOPUZOĞLU olan lakabı UZUNBEKTAŞOĞLU’NA dönüşmüştür.
Tarıma önem vermeyen Hasan Ağa; Süreklerini Borsuma ve Çiçek
Dağına yaylaya salar, hayvan alış verişlerini daha çok Yozgat ve
Kayseri pazarlarında yaparmış. Aile; 90’ın (Rumi 1290, Miladi
1874) kıtlığında ekmeklik buğday sıkıntısına düşmüş. Kıtlık
yıllarında Uzunbektaşoğlu Hasan Ağa’ya Büyükcamili
köyünde oturmakta olan Dede Garkın evladı Garip Bey
destek vermiş, ayrıca onu tarım işleri yapmaya da yöneltmiştir.
Garip Bey’den aldığı öğütle tarım işleri yapmaya karar veren
Hasan Ağa, kendisine tarım arazisi olacak yeni bir yerleşim
alanı arayışına girmiş olup; sonuçta köyün bugün hudutlarını
kapsayan alanı kendisine yeni yerleşim yeri olarak seçmiştir.
Bu arazi meşe ormanıyla örtülüymüş. Osmanlı yolu da iki kol
halinde bölgede geçiyormuş. Köyün bulunduğu yerin Kuzey
doğusunda Tahir oğullarına ait ağıl ve kömler varmış. Yeni
yerleşim alanına on odalı bir konak, ayrıca altında atlığı
bulunan bir misafir konağı, konak önüne bahçe ve çeşme yapan
Hasan Ağa, kaynak kişilere göre 1880–1885 yılları arasında
Kışla dereden yeni yerleşim yerine taşınmıştır.
Karaağaçlı Bele yakın olan yeni yerleşim yerine
BELKARAAĞAÇ denmiştir.
Çevre halkı buraya daha çok Bektaş’ın oğlu dermiş.
Belkaraağaç’a giden bir kimseye nereye gidiyorsun diye
sorulunca, Bektaş’ın oğluna gidiyorum dermiş. Hasan Ağa yeni
yerleşim yerinin etrafındaki ormanlık alanları kısa zamanda yok
edip tarım arazisine dönüştürerek tarım ürünleri ekip biçmeye
başlamış. Sağlığında çocuklarını da ayırarak, kuruluşunda bir
hane olan yerleşim yerini on hane yapmıştır.
Osmanlı devleti 93 harbi (Hic.1290) sonunda ülkeye mülteci kabul
ettiği Çerkezlerden birkaç aileyi Hasan Ağa’nın ellinde bulunan
Kavak Yaylasına yerleştirmiş. Bu yerleşime 1889 da (Hic.1307)
itiraz eden Hasan Ağa, devlette olumsuz yanıt almıştır.(Bak.26
nolu belge) Elinde yaylımlığı alınan Hasan Ağa yeniden yayla
bulmak zorunda kalmış. Uzun arayışlar ve uğraşılar sonunda
Borsum Çiftliğini ve yaylasını satın alarak rahatlamıştır.
Yıllarca oymağın ve ailenin yerleşim sorunlarıyla uğraşan Hasan
Ağa 1897’de vefat etmiş. Mezarı köy mezarlığındadır. Hasan
Ağa’nın vefatıyla oymağın yönetimini bir dönem Kolluoğlu Ali
(Ali Ka) yürütmüş, sonunda Hasan Ağanın oğlu Molla Bekir’e
devretmiştir.
I.Dünya savaşı yıllarında köy halkının ekonomik durumu iyiymiş.
Ülkede baş gösteren düzensizlikler nedeniyle köy halkı her an
yağmalanmaktan korkar olmuş. Bu nedenle Molla Bekir,
Çerkez Karaismail çetesinin adamlarını köye bekçi tutmuş. Bir
gün köye yiyecek almak için gelen Dede Beğ (Kör Dede)
çetesinin bir elamanını bekçiler yakalayıp elinde silahını
alarak adamcağızı gece Harami karakoluna teslim etmişler. Bu
olay temelde araları açık olan iki çete gurubunu daha çok germiş
olmalı ki Dede Beğ bir gün köyü basmış, bekçilerden üç kişiyi
köyün içinde vurmuş, kendi silahını da alıp gitmiştir. Bu olayın
ardında köyde elçi var diyen Çerkezler bazı evleri
yağmalamışlardır.
Çorum merkez ilçeye 28km.Uzaklıkta olan Belkaraağaç, 1956 yılına
kadar Çayseki, Sarıyar, Aşağı ve Yukarı Üçdam mezralarıyla
birlikte Seydimçakallı Köyü muhtarlığı olarak bir arada
kalmıştır. 1956 yılında Borsum Çiftlik mezrasını yanına
alan Belkaraağaç yeni köy tüzel kişiliği elde etmiştir. Temelde
bu köyü Bektaş’ın oğlu Hasan Ağa kurduğu için dedelerimizin
adının ve anılarının yaşatılması gereğinden, köye “BEKTAŞOĞLU
KÖYÜ” (Bektaş’ın oğlunun köyü) adı verilmiştir.
Köyümüzde okul 1958 yılında açıldı. Köy halkında 1948 doğumlular
ve sonunda gelenlerin tamamı İlkokul mezunudur. Köy halkında
birçok kadın, erkek lise ve üniversite tahsili yaptı. Bugün
üniversiteye devam edenler azımsanmayacak sayıdadır.
2006 yılı itibarıyla aynı aileden gelen köylünün hane sayısı 145
olup, nüfusu 500’ü bulmaktadır. Bu hanelerin 116’sı yurt içine
21’i yurtdışında yerleşmiş olup köyde 8 hane kalmıştır. Yurt
içinde olanlar çoğunluk sırasına göre; Çorum, Ankara, İstanbul,
İzmir ve Antalya illeri merkez ilçelerine yerleşmişlerdir. Yurt
dışındaki aileler; Almanya, Fransa ve Danimarka’da işçi aile
olarak yerleşmişlerdir.
Kaynak:
Türkoğlu Zeynal
**Çakkallı
Aşireti Şems-i Uşağı Oymağı
Kaynağa
ulaşım yerleri:
1- İl Halk
Kütüphanesi - Çorum
2- Hasanpaşa
Kütüphanesi - Çorum
3- Milli
Kütüphane - Ankara
4- İl Halk
Kütüphanesi - Gaziantep
5- İlçe Halk
Kütüphanesi - Besni
(BESNİ'DEN ÇORUM'A)
ÇAKALLI AŞİRETİ ŞEMS-İ UŞAĞI OYMAĞI/Zeynal
TÜRKOĞLU
|
* Kapak - 1 (2007 Basımı)
>>>
* Kapak - 2 (2014
Basımı)
>>> |
* Bektaşoğlu Köyü kurucusu Hasan
Ağa'nın Mezarı
>>> |
* Anadolu'da Çakallı Aşireti Köyleri
>>>
|
* Anadolu'da Çakallı Aşireti Genel
>>> |
* Bektaşoğlu Köyü'nün soyağacı
>>> |
* Bektaşoğlu Köyü'nün Tarihçesi >>> |
* Bektaşoğlu Köyü - Kayıplar ve
Şehitler
-
Gaziler
>>>
|
* Çakallı Aşireti Belgeleri
>>>
|
*
Tarihce Ana Sayfası
>>>
|
|